Toç Bir-Sen İşyeri Temsilcileri Eğitim ve İstişare 4’üncü Bölge Toplantısı ve Başkanlar Kurulu Antalya’nın Alanya ilçesinde gerçekleştirildi. 89 il ve şube başkanı ile 10 ilin tarım-orman hizmet koluna bağlı kurumlarında işyeri temsilcisi olarak görev yapan teşkilat mensuplarının katılımıyla gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını Toç Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya yaptı.
“BİZ SIRADAN ÖRGÜTLÜ BİR YAPI DEĞİLİZ”
“Biz sıradan bir kalabalık, sıradan bir topluluk, sıradan örgütlü bir yapı değiliz. Bizler elhamdülillah Memur-Sen’liyiz, Toç Bir-Sen’liyiz” diyen Genel Başkan Kaya Memur-Senli ve Toç Bir-Senli olmanın büyük bir gurur ve ayrıcalık olduğu kadar bir o kadar da sorumluluk olduğunu kaydetti. Kaya konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemiz kritik bir süreçten geçiyor. Bir yandan Türkiye’nin en büyük emek örgütü olarak 4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin hazırlıklarını sürdürürken diğer taraftan hak, özgürlük, demokrasi, dünya mazlumlarına el uzatabilme mücadelesi veriyoruz. Toplu Sözleşme görüşmeleri yarın yapılacak olsa bile tarım-ormancılık hizmet kolunun yetkili ve etkili sendikası olarak o masaya taşınacak taleplerimiz ve hazırlıklarımız eksiksiz tamamdır. Toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde düzenlediğimiz bu bölge toplantılarımız ile siz teşkilat mensuplarımızın tamamının taleplerini almak, istişarelerde bulunmak, masada üyelerimizi tam temsil etmek noktasında son derece önemlidir. Yetkili olduğumuz 2008 yılından bugüne kadar Toplu Sözleşme ve Toplu Görüşme masalarında çalışanlarımızdan aldığımız yetkinin bilinci ile üyelerimizi en iyi şekilde temsil etmeye çalıştık, sayısız kazanıma imza attık. Bu başarı hiç kuşkusuz erdemli hareketin neferleri olan siz değerli teşkilat mensuplarımızın desteği, güveni ve katkılarının bir eseridir.
“İŞ GÜVENCESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”
Konuşmasında memurun iş güvencesinin kırmızı çizgileri olduğunun altını çizen Başkan Kaya bu konun tartışılmasının dahi büyük hata olduğunu belirtti. Kaya; “Güçlü bir memuru inşa etmeden güçlü bir kamu personeli sistemini oluşturmak mümkün değildir. Güvencesi olmayan bir memurla, güçlü bir kamu hizmetinin etkinliğini ve verimliliğini sağlayamazsınız. Bu nedenle iş güvencesinin müzakere edilmesi Türkiye’nin geriye götürülmesinin müzakere edilmesi ile aynı şeylerdir. Memur-Sen olarak her zaman ve her yerde söylediğimiz gibi ‘işgüvencesi kırmızı çizgimizdir.’ Bizim derdimiz çalışanın hakkını hukukunu korumak, milletimizin, ülkemizin kalkınmasını sağlamaktır. İş güvencesinin tartışılması bile ülkemizin istikbali ve istiklali için son derece yanlıştır” dedi.
“AYASOFYA İLE BİRLİKTE BU MİLLETİN KADERİNİ YENİDEN AÇMALIYIZ”
Kaya konuşmasında Ayasofya'nın ibadete açılarak yenineden 'Allahuekber' seslerinin yükselmesi gerektiğini söylediği konuşmasında şunları kaydetti: "Ayasofya bu milletin sadece mabedi değil, milletin rotası aynı zamanda hilalin haça galibiyetinin simgesidir. 1934’de Ayasofya’yı müze yaparak tarihin yüzlerce yıllık akışını hercümerç ettik. Yeniden bu milletin bahtını açmak için Ayasofya’nın zincirlerini kırmalıyız. Bu Batı’ya vuracağımız en şiddetli Osmanlı tokadıdır. Ayasofya sıradan bir bina, sıradan bir mabed değil, Doğu’nun da Batı’nın da yüreğindeki ve aklındaki en önemli semboldür. Yeniden o büyük dirilişi, bu milletin yürüyüşünü şahlandırmak istiyorsak sembollerimizi canlandırmadan o büyük yürüyüşü başlatmamız mümkün değildir. Ayasofya’dan yeniden ‘Allahuekber’ seslerini yükseltmeli, Ayasofya ile birlikte bu milletin kaderini açmalıyız. Bu hepimizin sorumluluğudur, borcudur.”
“16 NİSAN TARİHİ BİR DÖNEMEÇTİR”
16 Nisan’ın 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının rövanşı olduğunu söyleyen Kaya, “İnşallah 16 Nisan'da ülkemizi yeni ve aydınlık bir geleceğe hep birlikte taşıyacağız” dedi. 16 Nisan’ın politik bir tercih değil tarihi bir dönemeç olduğunun altını çizen Kaya; “Biz büyük ve güçlü Memur-Sen ailesi olarak üstlendiğimiz tarihi sorumluluğun gereği ‘Tercih Evet’ diyoruz. Ülkemiz ve milletimiz için dönüm noktası olan 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandum, öncü medeniyet, büyük ve güçlü Türkiye idealimizi gerçekleştirmek için, Milletimiz ve ülkemiz için, umudunu ülkemize bağlayan 2 milyar İslam alemi için, istiklalimiz, istikbalimiz ve istikrarımız için son derece önemlidir. Biz bugün hala 27 Mayıs 1960’ın faturasını ödüyoruz. Bu anayasa bir darbe anayasasıdır. Anayasamızı milletin ruhu oluşturmalıdır. Bizler bu millet için, bu ülke için, dünya mazlumları için kim taş üstüne taş koyuyorsa onun yanındayız. 79 milyonun kardeşliği için, yeniden bu ülkenin bir ve iri olarak ayağa kalkması, bin yıllık desende bir ve beraber olan kardeşliğimizin sarsılmazlığı için en maksimum gayretimiz neyse onu göstermek zorundayız. Milletimizin, tarihimizin, medeniyet havzamızın bize yüklediği o büyük sorumluluğun farkındayız ve onun gereğini yapmalıyız” diye konuştu.
Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Ethem Gürsoy da yaptığı konuşmasına Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı Merhum Mehmet Akif İnan başta olmak üzere ebediyete irtihal eden Tahsin Suda, Serdar Güllüoğlu ve Remzi Şanlı’ya rahmet dileyerek başladı. Gürsoy; “Toç Bir-Sen olarak bugün 4.’sünü gerçekleştirdiğimiz eğitim ve istişare toplantılarımızın amacı; ülkemizin ve milletlimizin birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu bu günlerde, kardeşliğimize ve dirliğimize katkı sunmaktır. Diğer bir amacımız ise eğitim programlarımızla, teşkilatımızı geleceğe daha emin adımlarla taşımaktır” dedi.
Eğitim ve İstişare Toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Fatih Doğan da “Yetkiden Etkiye 2009’dan 2017’ye Soylu Mücadelemiz” isimli bir sunum gerçekleştirerek 9 yıllık yetki döneminde Toç Bir-Sen’in altına imza attığı kazanımlar ile ilgili teşkilatı bilgilendirdi. Tarım-Ormancılık Hizmet Kolu ve genele ilişkin kazanımların yanı sıra kamu çalışanlarının sosyal ve özlük haklarının genişletilmesi için yetkili sendika olarak ısrarlı bir biçimde takibini yaptıkları talepler hakkında da bilgilendirmelerde bulunan Doğan’ın sunumu ilgiyle takip edildi.
Toplantıda GİMDES Baş Denetçisi Ahmet Tunç Cengiz tarafından Helal Gıdanın İslam’da ki yeri ve önemi, “Helal ve Tayyip Ürün nedir?, Günlük Hayatta Kullandığımız Ürünlerde İnancımız Açısından Kritik Katkı Maddeleri, Helal Sertifikalama Kurumları Arasındaki Farklar, Helal Güvence Sistemi” konularında seminer verildi.
Şiirin üstadı, Türk şiirinin duayenlerinden ünlü Edebiyatçı ve Avukat Hayati İnanç, kültürümüzün engin hazinelerinden olan divan edebiyatının eşsiz beyitleriyle süslediği şiir tadındaki doyumsuz sohbetiyle teşkilat mensuplarını mest etti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile Eğitimcileri Eğitim Programı Baş Eğiticisi ve aynı zamanda MEB Kalite ve Performans Geliştirme Daire Başkanı M. Baki Öztürk tarafından Kurum Kültürü ve Motivasyon konulu bir sunum gerçekleştirildi.
Üç gün süren program teşkilat mensuplarına Kur’an-ı Kerim ve Türk Bayrağı’nın yer aldığı hediyeler ile teşekkür sertifikalarının takdiminin ardından sona erdi.