Mersin de Basın Açıklaması Yaptık.

Mersin Ziyareti Verimli GeçtiToç Bir-Sen Genel Merkez Yönetim Kur..

01 Ocak 1970 Perşembe 02:00
Mersin de Basın Açıklaması Yaptık.


Mersin Ziyareti Verimli Geçti

Toç Bir-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulundan, Genel Teşkilatlanma Sekreteri Tahsin Suda ve Genel Eğitim ve Sosyal İlişkiler Sekreteri Hüseyin Öztürkün Mersin Tarım Orman Hizmet konundaki kurumlara yönelik yapmış olduğu kısa ziyaret oldukça verimli geçti. Çalışmaları yerinde izleyerek görüş, öneri ve şikayetlerin dinlendiği ziyaret, yapılan basın açıklamasının ardından sona erdi.



Basın açıklamasın da kısaca; "TOÇ BİR-SEN olarak bu malum sendikalara bizim tavsiyemiz sağa sola çamur atarak, memurları odalarında kapatarak baskı altında zorla üyelik formları imzalatarak sendikacılık yapılmaz. Bu beyhude gayretler üye sayılarındaki erimeyi durdurmaz. Kurum yöneticilerinin yasayı uygulamalarına şiddetle karşı çıkarak, "bulanık suda balık avlayarak" üye sayısı artırılmaz. Bu ve buna benzer hareketler hem sendikacılığa hem de ülkemizin muhtaç olduğu birlik ve beraberliğe bir fayda vermez. Bu sebeple tarafları aklıselime davet ediyor, varsa bir suç unsuru bunun denetim ve adli mercilere bırakılmasını tavsiye ediyoruz." dendi.



Basın Açıklamasının Tam Metni:
_______________________________________________________________

Sayın Basın Mensupları...

 Sivil toplumun ve demokrasinin en önemli unsuru, hak arama mücadelesinin en etkin aracı olan sendikamız Tarım Orman ve Çevre Çalışanları Birliği Sendikasının üyesi, temsilcisi ve yöneticisi olmaktan gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz. Sevgiyle yoğrulmuş böyle bir ailenin ferdi olmaktan duyduğumuz mutluluğu 20 Bin üyemiz ve Mersin kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Sendikamız kurulduğu günden bu yana Şeyh EDİBALİNİN "İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın" düsturunca insanı merkeze alarak hizmet sendikacılığını ilke edinmiştir.

Kolay olmadı; bir darbe ürünü anayasanın gölgesinde bugünlere gelmek ve sivil yürekler bulup bir araya getirmek. Ama ne mutlu bize ki bugün gelinen noktada MEMUR-SEN in herkesin "Acaba demokrasi yeniden kesintiye mi uğrayacak?" dediği günlerde örgütlenmeden gelen gücünü kullanarak meydanlarda "Kayıt Yok, Şart Yok Egemenlik Milletin!" diyerek, eskiye dönüşün mümkün olmadığı meydanlarda 100 Binlerle haykırarak, darbe severlerin heveslerini kursağında bıraktık.

Memur-Senin demokrasi Mücadelesi bununla da kalmadı. 25–27 Ocak 2010 tarihlerinde çok geniş katılım ile Ankara Rixos Otelde Uluslar arası Demokrasi Kongresi düzenlemiştir. Başbakanın da katıldığı bu kongrede Kamu Çalışanlarına Grevli ve Toplu Sözleşmeli sendikal haklar sağlayacak yasa tasarısının acilen TBMMsi gündemine getirilmesinin önemi vurgulanmıştır.

Bu yıl diğer yıllardan farklı olarak Toplu görüşmelerde "Toplu sözleşme yasasını" önceledik ve önemsedik. Genel Başkanımız Ahmet Gündoğdu konuyla ilgili olarak 2009 yılı için "Toplu görüşme masasına son oturuşumuz 2010 yılında toplu sözleşme yasası çıkmaz ise bir daha masaya oturmayacağımızı" beyanını kamuoyu ile paylaşmıştır. Çünkü sorun masada değil yasadadır. İcracı değil ricacı olan bu yasanın 2010 yılında çalışanlarımızın gücüyle değişeceğine inanıyoruz.

2009 Toplu görüşmelerinde toplantıya katılan tüm konfederasyonların hükümetle anlaşmaya vararak altına imza attıkları Toplu Görüşme Tutanağının ikinci maddesinde Grevli ve Toplu Sözleşmeli sendika yasası için 2010 yılının ilk aylarında bir çalıştay yapılması kararlaştırılmış olup söz konusu çalıştay 9–11 Şubat 2010 Tarihinde Abantta yapılmıştır. Memur-Sen imzasına sahip çıkarak çalışanların kaderini doğrudan etkileyecek bu çalıştaya bütün birimleri ile katılarak çalıştayın sonuç bildirgesinin kamu görevlilerinin lehine çıkmasını sağlamıştır. Bu çalıştayda kararlar doğrultusunda Toplu Sözleşmeli sendika yasası hükümet tarafından Anayasa değişikliği paketine konularak meclisten geçmesi sağlanmıştır. Ancak aynı toplu görüşme metnine imza atan sözde sendikacılar imza sorumluluğunun gereğini yerine getirmeyerek çalışanları bu kadar önemli bir konuda yarı yolda bırakmışlardır. Bu sebeple samimiyet testinden geçemeyen bu sendikalar erimeye devam etmektedir.

Sayın Basın Mensupları...

Sendikacıların görevi çalışanlara hizmet üretmek, yeni ufuklar ortaya koymak, bir sivil toplum kuruluşu olarak ülkenin demokratikleşmesine katkıda bulunmaktır. Karşılıklı iyi niyet ve saygı içersinde sürdürülen bu hizmet yarışında ortaya konulan neticeler çalışanlarımız tarafından yapılacak gözlem ve inceleme sonucu takdir edilecek,  hür iradeleri ile tercihler ortaya konulacaktır.

2001 Yılında yasalaşan Kamu Sendikaları Kanununda sırf sendikacı, idareci baskısını ortadan kaldırmak için 2004 yılında 5198 sayılı yasa ile yapılan değişiklik ile üyelik ve istifa etme biçimi yeniden düzenlenmiş olup, kanun metni herkesin anlayabileceği açıklıktadır. Bu değişiklik ile üye ve istifa formları idarecinin havalesinden sonra işleme konulması uygulanmasından çıkarılmış, üye tarafından kurum kaydına sokulması yeterli görülmüş, sendikaların istifaları kabul yetkisi kaldırılmıştır. Memurlar özgür bir şekilde sendika üyesi olma ve üyelikten ayrılmalarının yolu açılmıştır. 4688 sayılı yasada yapılan bu değişiklik ve yasa ile ilgili yayınlanan yönetmelikler, ayrıca başbakanlık genelgeleri ve devlet personel başkanlığı görüşleri doğrultusunda kurumlar ve sendikalar tarafından doğru uygulamalar yapılırken eski alışkanlıklarında devam ettirmek isteyen bir takım sendikalar ve temsilcileri yasanın doğru uygulanmasından rahatsızlık duymaktadırlar.

Yasayı uygulamaya çalışan kurum idarecileri aleyhinde suç duyuruları, basın açıklamaları ve şikâyet dilekçeleri vermektedirler. Yürürlükteki yasa doğrultusunda uygulama yapan kurum yöneticilerini ortalığı velveleye vermek suretiyle bir nevi baskı altına alarak yasaya aykırı davranmaları yönünde zorlamaktadırlar. "Çamur at izi kalsın" mantığı ile dürüst ve tarafsız kurum yöneticilerine yapılan bu haksızlığı şiddetle ve esefle kınıyoruz. Sorunun yaşandığı Mersin Tarım il Müdürlüğüne Valilik Makamının yazmış olduğu yazı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığının yazdığı görüş dikkatlice incelendiğinde Tarım İl Müdürlüğü yöneticilerinin ne kadar haklı ve doğru uygulama yaptıkları görülecektir.

Kıymetli Basın Mensupları...

TOÇ BİR-SEN olarak bu malum sendikalara bizim tavsiyemiz sağa sola çamur atarak, memurları odalarında kapatarak baskı altında zorla üyelik formları imzalatarak sendikacılık yapılmaz. Bu beyhude gayretler üye sayılarındaki erimeyi durdurmaz. Kurum yöneticilerinin yasayı uygulamalarına şiddetle karşı çıkarak, "bulanık suda balık avlayarak" üye sayısı artırılmaz. Bu ve buna benzer hareketler hem sendikacılığa hem de ülkemizin muhtaç olduğu birlik ve beraberliğe bir fayda vermez. Bu sebeple tarafları aklıselime davet ediyor, varsa bir suç unsuru bunun denetim ve adli mercilere bırakılmasını tavsiye ediyoruz.

Kıymetli Basın Mensupları...

Bir kez daha ifade etmeliyiz ki sendikacılık çalışanlarımıza iyi hizmet ile yapılır. Nasıl hizmet edilmesi hususunda bilgi edinmek isteyen sendikalar TOÇ BİR-SENin çalışmalarını inceleyebilirler. Hangi gerekçe ile olur ise olsun herhangi bir üyemizin, herhangi bir kamu çalışanımızın tehdit edilmesine veya herhangi bir kurum yöneticilerimizin baskı altına alınmasına kesinlikle rıza göstermemiz mümkün değildir. Çok açık bir şekilde ifade etmeliyim ki : "bir bardak suda fırtına koparanlar bir kaşık suda boğulmaya mahkûmdurlar."

Basınımıza, üyelerimize ve kamuoyuna saygı ile arz olunur.

                                                                                     

TOÇ BİR-SEN Genel Merkez Yönetim Kurulu Adına

Tahsin SUDA

Genel Teşkilatlandırma Sekreteri