Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Toç Bir-Sen ve Türk Kızılayı İşbirliğinde Kan Kampanyası

28 Şubat 2018 Çarşamba 16:47
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Toç Bir-Sen ve Türk Kızılayı İşbirliğinde Kan Kampanyası

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Toç Bir-Sen ve Türk Kızılayı işbirliği ile kan bağışı kampanyası yapıldı.

Bakanlık'taki Mehmet Akif Ersoy Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen programda konuşan Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk konuşmasına Afrin Operasyonu’na katılan ordumuza ve güvenlik güçlerimize muvaffakiyetler dileyerek başladı.

“Güvenlik güçlerimiz sınırda ÖSO güçleri ile bir destan daha yazıyor” diyen Öztürk; “bu harekat toprak bütünlüğümüzü tehdit eden terör koridoruna Fırat Kalkanı Operasyonu ile vurduğumuz hançerin devamıdır. Allah’ın izni, aziz milletimizin duası, devletimizin gücü, kahraman ordumuzun cesareti, vatan, millet ve bayrak sevgisi ile terör örgütü PKK'nın Suriye kanadı YPG; işgal ettiği Afrin'den temizlenecek, hainlerin bölgedeki zulmü bitirilecek, ülkemize yönelik terör saldırıları tamamen sonlandırılacak ve Suriyeli kardeşlerimizin işgal edilen topraklarına yani vatanlarına tekrar dönmeleri sağlanacaktır” dedi.

“Türkiye, Ümmetin, Coğrafyamızın ve Mazlumların Umut Kapısı, Asrın Ensarıdır”

Konuşmasında Doğu Guta’da yaşanan insanlık dramına da değinen Genel Başkan Öztürk BMGK’nce alınan insani ateşkes kararının da gecikmiş ve sembolik bir karar olduğunun altını çizerek ülkemizin mazlumların umut kapısı olduğunu dile getirdi. Öztürk konuşmasında şunları söyledi: “Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. Dünyanın gözü önünde Doğu Guta'da 21. Yüzyılın en büyük insanlık dramı yaşanmaktadır.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki büyük devletler 5 yılı aşkın süredir abluka altında olan Guta’da mazlumların yardım çığlıklarına kulak tıkamış, vahşete gözlerini kapamış,  katliam yapan teröristlere sessiz kalmış, yüzlerce masum katledildikten sonra sözde "insani ateşkes" kararı almıştır. Zalimlerin aldığı bu sözde karar yine göstermeliktir, yine semboliktir.   

Tüm dünya yaşanan bu zulümler, katliamlar karşısında sussa da Türkiye asla susmayacaktır, dünya zalimler karşısında eğilse de aziz milletimiz asla eğilmeyecektir. Çünkü; Türkiye, ümmetin, coğrafyamızın ve mazlumların umut kapısıdır, asrın ensarıdır.

28 Şubat Darbesi Değerlerimize, Kutsallarımıza ve Tarihimize Yapılmış Bir Darbedir”

Demokrasi tarihimizin en karanlık günlerinden biri olan, milletimizin ve ülkemizin gelişmesini, kalkınmasını geciktiren, toplumda büyük yaralar açan ve mağduriyetler oluşturan 28 Şubat darbesini de kınayan Öztürk, bu darbenin sadece dönemin hükümetine yani 54. Hükümete karşı yapılmış bir darbe değil, askerler tarafından planlanıp ve sivillerin eliyle gerçekleştirilen; milletimizin, kutsallarına, değerlerine, tarihine yapılmış bir darbe olduğunu belirtti.

“Küresel darbecilerin ve onların yerli ama milli olmayan işbirlikçilerince hazırlanan, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz hain darbe girişiminin zeminini oluşturan bu post modern darbe; demokrasi, adalet, hukuk ve insan haklarını hiçe sayarak bir milletin iradesine, geleceğine ipotek koymuştur” diyen Öztürk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu korkunç süreçte darbeye karşı çıkan binlerce kamu görevlisi işlerinden atılmış, sürgün edilmiş, vatandaşlarımız fişlenmiş, gençlerimizin geleceği ikna odalarında psikolojik işkence ile karartılmıştır. 28 Şubat mağdurlarında bu tarih kara bir gündür. Boşanmalar, intiharlar, kayıplar, faili meçhuller ve daha niceleri.

“Bin yıl sürecek” denen darbe çok şükür Hak ve Hakikat Yolundan Ayrılmayan milletimizin iradesiyle son bulmuş, darbeciler ve onların kuklaları toplumun vicdanında binlerce yıllık mahkumiyete çarptırılmıştır. 12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Paketi ise demokrasi, hukuk ve insan hakları alanlarında açılan yaraların sarılmasında büyük rol oynamıştır.

Bugün ise 28 Şubat darbesi mağdurların hakları tamamen iade edilmeli, yargılamalar yeniden yapılmalı, iade-i itibar sağlanmalı ve bu necip millete bu zulmü reva görenlerin tamamı cezalandırılmalıdır.”

“Amacımız Gönüllü ve Sürekli Kan Bağışçısı Sayısının Artırılmasına Katkı Sunmak”

Öztürk, Tarım ve Orman Çalışanları Sendikası olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Türk Kızılayı işbirliğinde kan bağışı kampanyasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, bu sosyal sorumluluk projesinde amaçlarının kan bağışının önemine dikkat çekmenin yanı sıra kan verecek gönüllü sayısının artırılmasına katkı sunmak olduğunu dile getirdi.

Sağlıklı olan herkesi kan vermeye davet eden Öztürk; “Kan acil değil, sürekli ihtiyaçtır, sloganıyla gerçekleştirdiğimiz bu sosyal sorumluluk projesinde amacımız kan bağışının önemine dikkat çekmenin yanı sıra, gönüllü sayısının artırılması ve kan bağışlarında sürekliliğin sağlanmasına katkı sunmak. Kan vererek toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın artırılmasına vesile olmak.

Türkiye’nin en büyük, teşkilatlanması en güçlü sivil toplum kuruluşlarından biri olan ve yaklaşık 43 bin üyesi bulunan Toç Bir-Sen ailesi olarak Türk Kızılayımıza destek olmayı bir görev kabul ediyor, kan bağışı çağrısına sadece bugün burada değil 81 ilimizde hizmet kolumuza bağlı kurumlarda görev yapan çalışanlarımızla birlikte içtenlikle koşmaya gayret ediyoruz.

Hatırlanacağı gibi Toç Bir-Sen olarak geçtiğimiz haftalarda da Orman ve Su İşleri Bakanlığımızla ortaklaşa düzenlediğimiz Kan Bağışı Kampanyamızda yaklaşık 160 ünite kan ile Türk Kızılayı’mıza destek olmuştuk. İnşallah yarın da Orman Genel Müdürlüğümüz ve Türk Kızılayı’mızla birlikte kampanyamızı yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

“Toç Bir-Sen ve Türk Kızılayı İle Böyle Bir Organizasyon Yapmaktan Mutluluk Duyduk”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş de konuşmasında, bakanlığın çatısı altında iki güzide kuruluş olan Toç Bir-Sen ve Türk Kızılayı ile böyle organizasyonu yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Türk Kızılayı'nın 150 yıldır faaliyet gösterdiğini kaydeden Daniş, Kızılay'ın sadece yurt içinde değil yurt dışında da mazlumların, mağdurların yardımına koştuğunu, şefkat elini dünyanın her yerine ulaştırdığını söyledi.

Daniş, bugün bir taraftan medeniyet olarak uzaya gitme konusu konuşulurken, diğer taraftan da insanlık onurunun ayaklar altına alındığı sahnelere şahit olunduğunu ifade etti.

Coğrafyamızda yaşanan haksızlığa Türkiye'nin sessiz kalmadığını ve bu doğrultuda aziz milletin evlatlarının Afrin'de bir operasyon yürüttüğünü anlatan Daniş, operasyonda şehit olan güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet, gazilere acil şifalar diledi.

Daniş, aynı zamanda birlik ve beraberliğin ve dayanışmanın güzel bir örneği olan bu kan bağışı kampanyasına katılan herkese teşekkür etti.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Hadi Tunç da yaptığı konuşmada hayırlı ve faydalı olan bu organizasyona katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 2003'ten sonra Kızılay'a yapılan kan bağışının artış gösterdiğini hatırlatan Tunç, Bakanlığın yürüttüğü çalışmalar sonucunda aynı dönemde tarım ve hayvancılıkta da ciddi gelişmelerin yaşandığını söyledi.

"2004'ten Bu Yana Kan Bağış Oranı Yüzde 700 Arttı"

Türk Kızılayı Orta Anadolu Bölge Kan Merkezi Müdürü Murat Güler ise konuşmasında, eskiden kan ihtiyacının anonslar ile temin edildiğini, ancak yaptıkları çalışmalar ile gönüllü kan bağışını teşvik etiklerini belirterek, 2004'ten bugüne kadar yapılan kan bağışı miktarında yüzde 700 artış olduğunu söyledi.

Kanın tek kaynağının hâlâ insan olduğunu dile getiren Güler, Kızılay'ın 18 bölgede kan merkezi, 65 noktada kan bağış merkezi ile günde 250 noktada kan bağışı topladığını belirtti.

Yapılan konuşmaların ardından Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, Müsteşar Mehmet Hadi Tunç, GTHB Özel Kalem Müdürü İbrahim Halil Akbaş, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanı Habib Arslan, Strateji Geliştirme Başkanı Kerim Üstün, TAGEM Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik, Gıda Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk bakanlık çalışanlarıyla beraber kan bağışında bulundu.